Gülen Oğlan / Ekrem Güneş
Öğretmenlerimiz daha baştan kafayı takmıştı bana. Şamatasız, gürültüsüz, kendi hâlinde birine takılır mıydı hiç? Onca yaramaz, onca hayta vardı sınıfta. Takacaklarsa onlara taksalardı ya. Ağız birliği etmişlerdi sanki. Daha sınıfa girerken gözleri bende olurdu. Sınıfa "günaydın” demeden beni azarlarlardı "sırıtma” diye, "yılışma” diye, "gülme” diye.
Onlar öyle yaptıkça nasıl davranacağımı, sınıfın bakışlarını üstümden nasıl uzaklaştıracağımı şaşırırdım. Oysa sırıtmazdım. Sırıtkan öğrencilerden değildim. Duruşum öyleydi. Hep gülüyormuş gibi durur, gülüyormuş gibi bakardım. Dudaklarım birbirine kavuşmazdı. Ağzımı kapamak isterdim, kapanmazdı. Kapasam da uzun sürmezdi bu. Ağzını büze büze sürekli duramazdı ki insan. Dursa daha gülünç, daha güldürücü olurdu. Çok denemiştim bunu.